“`html
Madenciliğin Ekonomi Üzerindeki Etkileri ve Türkiye’nin Durumu
Gelişmiş ülkeler, doğal kaynaklarını verimli bir şekilde kullanarak ekonomik güçlerini büyük ölçüde artırmışlardır. Bu bağlamda, özellikle ABD’nin örnek teşkil ettiğini belirten madencilik sektörü temsilcileri, ABD ekonomisinin yıllık 105 milyar dolarlık cevher ve 45 milyar dolarlık hurdadan toplamda 3.8 trilyon dolarlık bir katma değer yarattığını vurgulamaktadır. Maden Mühendisi Dr. Muhterem Köse’nin araştırmasına göre ise Türkiye, 2023 yılında enerji, maden, metal ve ara ürün ithalatı için toplam 145.2 milyar dolar ödemiştir ki bunun 106 milyar doları dış açığı oluşturmuştur.
Dışa Bağımlılığı Azaltmak
Yabancı kaynaklardan satın alınan ürünlerin 69.1 milyar doları petrol ve doğalgazdan, 30.5 milyar doları ise altından oluşmaktadır. Ayrıca, demir çelik ve hurda giderleri için 24.1 milyar dolar ödeyen Türkiye, kömür alımı için de 5.5 milyar dolarlık bir bütçe ayırmak zorunda kalmıştır. Dr. Köse, “Türkiye hâlâ neden gelişmekte olan bir ülke konumunda?” diyerek, 2023’te ihraç edilen madenlerin ortalama kilogram değerinin sadece 0.2 dolar olduğuna dikkat çekmektedir.
Yüksek Katma Değer İçin Strateji Geliştirilmeli
Köse, “Dünyanın en büyük bor rezervlerine sahip olsanız bile, bor teknolojileri konusunda Ar-Ge düzeyiniz, nitelikli insan kaynağınız ve yatırım seviyeniz belirleyicidir,” demektedir. ABD’de olduğu gibi madenciliğin ekonomik itici güç haline gelebilmesi için bir madencilik stratejisinin oluşturulması gerektiğini belirten Köse, ruhsat ve vergi güvencesindeki iyileştirmelerin önemini vurgulamaktadır. Bu düzenlemelerle madenciliğin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkıda bulunacağına inanıyor.
Toplumsal Algı ve Madencilik İhtiyacı
Son yıllarda TOBB Türkiye Madencilik Meclisi, TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve diğer sektörel kuruluşlar, madenciliğe yönelik negatif algı ve iş gücü gereksinimi gibi temel sorunları gündeme getirmişlerdir. Madencilik ile ilgili sorun ve talepler arasında ruhsat güvencesinin artırılması ve izin süreçlerinin hızlandırılması yer almaktadır.
Bakan Bayraktar’ın Vizyonu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı bir açıklamada “katma değerli madencilik” anlayışı çerçevesinde adımlar atacaklarını belirtmişti. Bayraktar, Türkiye’nin önemli bir maden potansiyeline sahip olduğunu ve bu potansiyeli ekonomiye dahil etmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda, sadece ham madde üretimi değil, aynı zamanda nihai ürünler üretimi de hedeflenmektedir.
Neden Madencilik Geliştirilmelidir?
- Yer altı kaynaklarının etkin kullanımı, uluslararası sanayiye hammadde girdisi sağlamakla birlikte döviz geliri ve istihdama katkı sağlar.
- Sanayinin mineral ve metal ihtiyaçlarının karşılanması, ülkenin güvenliği ve savunma sanayii açısından kritik öneme sahiptir.
- Hammaddesi olamayan bir ülkeye yatırım çekmek zordur; örneğin, maden alım-satımı yapan Çin, bu sayede büyük miktarda yabancı yatırım elde etmiştir.
- Madenciliğin hayatımızda büyük bir yeri vardır. Maden olmasaydı, birçok teknolojik ürüne sahip olamazdık.
Madenciliğin Sona Ermesi Durumu
Madencilik modern hayatın temel taşını oluşturmaktadır. BBC’ye göre, madencilik faaliyetleri durursa dünya en fazla üç ay dayanabilir. Nevada Üniversitesi’nden Simon Jowitt, modern yaşamın mineral ve metallere bağımlı olduğunu ve bu kaynaklar olmadan hayatın duracağını belirtmektedir. Madenciliğin sona ermesi durumunda dört milyon insan işsiz kalacak ve dolaylı etkiyle birkaç kat daha fazla kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
AB’nin Hammadde Stratejisi
Avrupa Birliği, sanayinin ihtiyaç duyduğu kritik hammaddelerde dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yeni bir yasa çıkarmıştır. Bu yasanın amacı, kritik hammaddelerin sürdürülebilir bir şekilde tedarikini sağlamaktır. Alüminyum, bor, kobalt, bakır gibi stratejik hammaddeler, AB’nin yeşil ve dijital hedefleriyle uyumlu olarak işlenip geri dönüştürülecektir.
Madenlerle Kalkınma Örneği
Gelişmiş ülkeler, ekonomik kalkınmalarını maden kaynakları kullanarak gerçekleştirmişlerdir. Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler, kömür ve demir kaynaklarını birleştirerek ortak bir demir-çelik topluluğu oluşturmuşlardır. Bu süreç, günümüz Avrupa Birliği’nin temellerini atmıştır.
Britanya’nın Başarı Hikayesi
İngiltere, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomik gerileme yaşadı; ancak Kuzey Denizi’nde yapılan petrol ve doğal gaz keşifleri, ülkenin ekonomik durumu için can simidi olmuştur. Bu buluş, İngiltere’nin enerji bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olmuştur.
Sonuç olarak, ülkelerin kişi başına düşen milli geliri arttıkça, enerji, maden ve metal tüketimleri de paralelel bir artış göstermektedir. Türkiye’nin milli geliri 13 bin dolardan 30 bin dolara yükselebilirse, mevcut maden ve enerji ihtiyaçlarının üç katına çıkacağı ortaya çıkmaktadır.
“`